top of page
Görselleştirme neden önemlidir?
01:14

Görselleştirme neden önemlidir?

Görselleştirme neden önemlidir? İyi çizilmiş bir çizim veya bir animasyon, binlerce sözcüğe bedel. Bir çizimden elde edilebilecek bilgi miktarı, çoğunlukla 8 dakikalık bir konuşmadan elde edilebilecek bilgi miktarı ile eşdeğer. Araştırmalar beynin görüntüleri metinlerden 60.000 kat daha hızlı işlediğini gösteriyor. Bunun nedeni, görüntülerin uzun süreli bellekte, metinlerin ise kısa süreli bellekte depolanmasıdır. Aktif öğrenme üzerine yapılan bir araştırma, katılımcıların yaklaşık %20’unu yazılı bilgileri hatırlayabildiğini, görüntülerin ise %80'sinden fazlasının hatırlandığını göstermiştir. %80 Görsel Hatırlama %20 Okuyarak Hatırlama %10 İşitsel Hatırlama Beyinde işlem gören bilgilerin %94’ı görseldir. Görselleştirme, bir sorunun çözülmesine yönelik atılabilecek en kilit adımdır. Bu şekilde bir anlatım, sorunların tanımlanması için en güçlü araçtır. Sorunu gerçekten anlayabilmek için ardında yatan fenomeni anlamak gerekir. İyi bir fenomen tanımı, bir sorunun temel sebebini bulmak için harcayacağımız zamanı azaltabileceği gibi söz konusu sorunun çözülmesi için harcayacağımız zamanı da azaltır. Çizimler aracılığıyla fenomenin düzgün bir şekilde anlaşılmasının önemi de burada yatmaktadır: sorun çözme sürecini daha etkin ve etkili kılar. Bir sorunun görselleştirilmesi, harekete geçmenin en temel adımıdır. Görselleştirme, ilgili kişilerin bilgilendirilmesini sağlar.
Factorio
01:59
Yalın 4.0
02:48
Öğrenmenin En İyi Yöntemlerinden LUTI
02:29

Öğrenmenin En İyi Yöntemlerinden LUTI

50 yıl önceki arabalar, telefonlar, kıyafetler ne kadar demode ise eğitim modeli de bir o kadar çağdışı. Teknolojiyi hayatımızın her alanında kullanırken öğrenmek için uyguladığımız veya maruz kaldığımız yöntemler 50 yıl önceki kara tahta modelinden ibaret. İş hayatı için uygulayabileceğiniz birçok hızlı öğrenme yöntemi var. Bunlardan birisi LUTI! 80'lerde Xerox'taki 100.000 çalışan toplam kalite yönetimi teknikleri konusunda eğitilmek zorundaydı. Bunu yapmak için LUTI yöntemini kullandılar ve LUTI prensibinin ilk adımları atılmış oldu. En baştan başlayıp; aşağı doğru inerek, her yönetici önce öğrendi, sonra becerilerini doğrudan farklı kişilere aktardı. LUTI; Learn, Use, Teach ve Inspect kelimelerini birleşiminden oluşan bir öğrenme yöntemidir. Dolayısıyla bir konuyu öğrenmenin en iyi yolu o konuyu çalışmak, uygulamak, başka birilerine anlatmaktır. LEARN (Öğren) Kişiler bilgi sahibi olmak istenilen konuyu öğrenir. Öğrenmenin ilk adımı kopyalamaktır. Daha sonra gelişim alanları keşfedilir. Bir konuyu sıfırdan tekrar düşünülüp yaratmaya çalışmak düşünce verimliliğini azaltır. Öğrenme adımı için; Kitaplar, Akademik notlar ve Online eğitimler kulllanılabilir. USE (Uygula) Kişiler öğrendiklerini uyguladıklarında, gerçekten ihtiyaç duyulan yetkinliği anlamaya ve geliştirmeye başlarlar. Kişi öğrendiğini kullanarak yeni veya mevcut yetkinlik seviyesindeki becerisini geliştirir. Uygulama adımında yazılı doküman oluşturulması önemlidir. Çünkü; Bir döküman oluşturduğunuzda herşey hafızamıza daha iyi yerleşir ve iç eğitimciler için eğitim metaryali oluşturur. TEACH (Öğret) Kişiler öğrendiklerini başkalarına öğretirken kendilerinin de konuyla ilgili daha çok şey öğrendiklerini keşfederler. Bir konuyu başka birine öğreterek gerçekten anlayıp anlamadığımızı görürüz! INSPECT (Kontrol Et) Bu adımda kişilerin konu ile ilgili beceri düzeyleri incelenir ve öğrenme sonucu kontrol edilir. Kişilerin beceri düzeyi yetersizse tekrar öğrenme adımına geri döneceklerdir. Böylece LUTI döngüsü kişiler için yetkinlik seviyesine ulaştıkça tekrarlanacaktır. Oynadığımız oyunlar, dinlediğimiz müzikler ve etrafımızdaki her şey hızla değişirken neden öğrenme yöntemlerimiz aynı kalsın?
Poka Yoke Nedir?
02:05

Poka Yoke Nedir?

Çevremizde dikkatimizi dağıtacak onca şey varken, Hiç hata yapmamak mümkün mü? Her gün defalarca hata yapıyoruz. Benzin almayı unutuyoruz, Anahtarımızı evin içinde bırakıyoruz, Cep telefonunu zamanında şarj etmeyi unutuyoruz, faturalarımızı zamanında ödemeyi unutuyoruz, Ütünün fişini çekmeden evden çıkıyoruz. Hatalar, ya farkında olmadığımız ya da düzeltmek için herhangi bir şey yapmadığımız için ortaya çıkar ve müşteri memnuniyetsizliğinin temel sebebidir. Üreticiye pek çok görünmeyen maliyet yaratır. POKA: Dikkatsizlik, dalgınlık YOKE: Elimine edilmesi AMAÇ: Sıfır Hata Poka Yoke bir Japon hatasızlaştırma tekniğidir. Hatanın oluşumunu önleyecek ya da hatayı ilk bakışta görmemizi sağlayacak bir mekanizmadır. Poka Yoke’nin 3 Temel Fonksiyonu var; 1. Kapatma / durdurma, 2. Kontrol 3. Uyarı Poka Yoke’yi günlük hayatımızdan bir örnek ile anlatalım; Hatamız; Banka kartının bankomatta unutulması! Hemen hemen hepimizin başına gelmiştir. Bu unutkanlık kaynaklı insan hatasını engellemek için POKA YOKE metotlarını kullanalım. 1. Kullandığımız banka kartı elimine ederek QR code ile para çekebiliriz. 2. Bankaya gidip, gişeden işlemimizi yapabiliriz. 3. Önce kart, sonra paranın verileceği sistem tasarlayabiliriz. 4. Para çekme işlemi sonrasında ekranda görsel ve renkli uyarılar koyarak unutulan kartı hatırlayabiliriz. 5. Para çekme işlemi sonrasında kart bankomatta kaldığı durumda uyarı sesi çalar. Ve Bankomattan uzaklaşmadan hatanızı anlar ve kartı alabiliriz. 6. Para çekme işlemi sonrasında kart bankomatta kaldığı durumda kartın bankomat tarafından yutulması sağlayabiliriz. “Hata önleme yeteneğinizi sınırlayan tek şey sizin hayal gücünüzdür. – Shigeo Shingo
bottom of page